Bir Çeşit Kanser: Mükemmelliyetçilik

Bazılarımızın kanser hücresi mükemmeliyetçilik. Yüksek beklentilerden tepetaklak yere çakılmak davranışının süreklilik arz etmesi aslında. Bu noktada beklentinin kimden yana olduğu önemsiz. Her koşulda beklentiler, davranışın kendisi kadar gerçeklikle uyumsuzdur. Kişiyi ancak dibe çeken bu uyumsuz davranış biçimi, beraberinde korkuyu, korku ise öfkeyi getirir. Sadece kendisinde değil başkalarında kusursuzu arayanlar da şüphesiz aynı örüntüyü yaşayacaklardır.

Bu kanser türü sinsidir. Belirtileri gayet açık olsa da ‘’başarı beklentisi’’ veya ‘’idealizm’’ ile sıkça karıştırılmaktadır. Ya hep ya hiç tarzı cümleler, öz saygıya darbe vuran ağır eleştiriler ise bu sinsi hastalığın başlıca belirtilerindendir. En büyük fobinin yaşattığı korkudan daha büyük bir korkuyu, hata yapma olasılığı yaşatır bu hastalıktan muzdarip olanlara. Tahmin edersiniz ki hata yapılması sonucunda yaşanan öfke de bu korkuya eş değer olacaktır. Bu nedenle mükemmeliyetçiliğin çilesini çeken insanları, eleştiri aldıklarında yüzlerinde beliren öfkeden de tanıyabilirsiniz. Yetiştirilme tarzı, içinde olduğu cümleyi sevimsizleştiren ‘’çevresel faktörler’’, zaten baskıdan başka bir şey göstermeyen toplumun baskısı gibi pek de çeşitli olmayan hep duyduğumuz etkenler sebebiyle bu kanser türü vücutta baş gösterir. Bu hastalık en çok düşük benlik algısına sahip vücutları sever çünkü bu bireyler ancak kusursuz olurlarsa değerli olacaklarına inanırlar.

Bu illet hastalığa yakalanmış olanlarsa genelde tedavi yerine kendini ‘’bir sorun olmadığı’’ yönünde kandırmayı seçer. Fakat mükemmel, gerçek değildir. Ancak mükemmele ulaştığında tatmin olacak kişiler tatminsizliğe mecburdur. Kusursuz olma yolunda ilerlerken, daha doğru bir söylemle ilerlediklerini düşünürlerken yolun güzelliklerini kaçırırlar. Ayrıntılarla yüz göz olurken temele yetişemezler. Eğer sizin veya çevrenizden birinin bu kansere yakalandığını düşünüyorsanız öncelikle sakince bir nefes alın, sonra insan olduğunuzu ve kusursuzluğun ancak bir hayal olduğunu muzdarip bireye hatırlatın. Eleştirinin bir saldırı olmadığını hatırlattıktan sonra yaşadığı ana ve yürüdüğü yola odaklanması için muzdarip bireyi teşvik edin. Eğer bu yöntemler işe yaramazsa bir uzmana da danışabilirsiniz.

Kaynaklar:

Efser Yıldız

Eğlence Yazarı