Paris Her Zaman İyi Bir Fikir

Paris aşkın, modanın, ticaretin ve gastronominin dünyadaki en sayısız güzelliğin merkezi. Tarihin akışını değiştiren onlarca büyük anın başkenti. Ve bundan böyle bu eşsiz lokasyon, olimpiyat denildiğinde de her zaman yarattığı büyük coşkuyla ve büyük sporcuların bıraktığı izlerle hatırlanacak. Audrey Hepburn’ün de dediği gibi, “Paris her zaman iyi bir fikir.”

Yusuf Dikeç

Milli atıcımız Yusuf Dikeç ise üst üste 5. kez olimpiyatlarda mücadele etme şansı yakaladı. kariyerinde, 2 dünya ve 5 Avrupa şampiyonluğu madalyası bulunan Dikeç, Paris’te olimpiyat madalyasını da koleksiyonuna ekledi. Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç'ten oluşan 10m Havalı Tabanca Karma Takımı, finalde Zorana Arunovic ile Damir Mikec'ten oluşan Sırbistan karma takımına karşı 16-14 mağlup olarak olimpiyat ikincisi oldular. Fakat elde edilen gümüş madalya Türkiye’nin olimpiyat tarihinin atıcılık branşındaki ilk madalyası olarak büyük bir gurur yaşattı. Paris 2024 Olimpiyatları’nda, Türkiye’yi başarıyla temsil eden Dikeç, soğukkanlılığıyla rakiplerini zorladı hatta bunu somut olarak ekipmansız ve rahat tavrıyla göstererek atış anındaki pozuyla global çapta bir popülerlik elde etti.

Femke Bol

Hollandalı atlet, kadınlar 400 metre engellinin 3. yarı finalde 52.57’lik bir derece elde etti fakat bu şansı finalde karşılaştığı ABD’li McLaughlin-Levrone ile karşılaşana kadar sürdü. Kadınlar 400 metre engelli finallerinde Sydney McLaughlin-Levrone kendisine ait 50.65 olan dünya rekorunu geliştirerek 50.37’lik dereceyle altın madalyanın sahibi oldu. Anna Cockrell 51.87 ile ikinci olurken Femke Bol 52.15 ile üçüncü sırada yer aldı. Kadınlar 4x100 metre bayrak yarışında 5. kulvarda yarışan Hollanda (L.Klaver, C.Peeters, L.Witte, F.Bol), ABD’nin arkasında yer alarak gümüş madalyanın sahibi oldu. Ayrıca 3:19.50 derece ile yeni bir ulusal rekor kırmış oldular. Karma 4x400m bayrak yarışında ise Hollanda ekibinden kimse bayrağı birinci sırada teslim edememesine rağmen Bol yine de takımını galibiyete taşıdı. Femke Bol, Lieke Klaver, Eugene Omalla ve Isein Klein Ikkink’in olduğu takım 3:07.43’lük dereceyle olimpiyat şampiyonu olmayı başardı ve hedefledikleri altın madalyanın sahibi oldular.

Armand Duplantis

“Mondo” beklendiği gibi pole vault (sırıkla atlama) yarışında bir kez daha göz kamaştıran bir performans gösterdi. İsveçli atletin kendisine ait olup defalarca geliştirdiği dünya rekorlarının sonuncusu 6,24m’lik bir dereceydi. Tabii ki Duplantis için bu organizasyonda da rekorunu geliştireceği kuşkusuzdu ve öyle de oldu. Paris 2024 Olimpiyatları’nda 6,25 metrelik atlayışıyla kendisine ait olan dünya rekorunu bir kez daha kırdı ve altın madalyanın sahibi oldu. Duplantis, altın madalyayı kazanarak hem de bunu kendi rekorlarını geliştirerek yapınca tüm dünyaya neden tarihin en büyük sırıkla atlayıcılarından biri olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Hem tekniği hem de psikolojik direnciyle rakiplerinin önüne geçen atlet, bu sevincini milli atıcı Yusuf Dikeç’in ikonikleşen pozuyla kutladı.

Simone Biles

Paris Olimpiyatları’nda ikinci, kariyerinde altıncı Olimpiyat altınını kazanan Biles, jimnastikte en çok Olimpiyat altınına sahip ABD’li sporcu olarak tarihe geçti. Zorlu geçen dönemlerden sonra zihinsel hazırlığı ile bu başarısı arasındaki ilişki tartışılamaz. Kadınlar Atlama Masası finalinde aldığı 15.300 puanla birinci sırada yer alan jimnastikçi, Kadınlar Artistik Bireysel Tüm Branşlar’da (yer, asimetrik paralel, denge aleti,atlama masası) serilerini sunarak 59.131 puanla tekrardan birinci oldu ve altın madalyayı kazandı. ABD Kadınlar Artistik Takımı (H. Rivera, J. Chiles, S. Biles, S. Lee, J. Carey) da kadınlar takım kategorisinde Tüm Branşlar’da 171.296 puanla altın madalyanın sahibi oldu.

Katie Ledecky

Amerikalı yüzücü, Kadınlar 1.500 Metre Serbest Stil’de de 15:30.02’lik dereceyle kendisine ait rekoru (15:35.35) geliştirerek altın madalyanın sahibi oldu. Aynı zamanda Kadınlar 800 Metre Serbest Stil finalinde yaptığı 8:11.04 zamanlamayla ikinci elemedeki sırasını koruyarak birinciliği kaptırmadı, ikinci altın madalyayı da evine götürdü. Kadınlar 4x200 Metre Serbest Stil Bayrak yüzüşünde ise takımıyla (P. Madden, E. Gemmell C. Weinstein, K. Ledecky) Avustralya’nın arkasında, ikinci sırada yer aldı.

Sifan Hassan

Paris çok sayıda büyülü performansa ve rekorlara sahne oldu. Çok fazla kahraman yarattı. Belki de en özeli olimpiyatın son günlerinde rekorlar kıran Sifan Hassan oldu. Tokyo’da 1500-5000-10000 üçlemesini gerçekleştirerek 2 altın 1 bronz kazanarak zoru gerçekleştiren Hassan, Paris’te bu sefer imkansızı başardı desek yeridir. 1952 olimpiyatları ve Emil Zatopek ile özdeşleşen 5000-10000-Maraton üçlemesini Maraton’da olimpiyat rekoru kırarak gerçekleştirdi ve 1 altın 2 bronz ile mücadeleyi tamamladı. Bunu başaran ilk kadın sporcu olma ünvanını da hanesine yazdırdı.

Leon Marchand

Olimpiyatlar’ın Paris’te düzenlenmesinin kararlaştırıldığı 2017’den bugüne başta Paris halkı olmak üzere tüm Fransa olimpiyatların ülke ekonomisine, güvenliğine ve şehrin dokusuna vereceği zarar endişeleriyle adeta kaynıyordu. Bu şartlar altında başlayan oyunlarda tüm Paris’i tek bir seste buluşturabilen yegane isim ise 2017’de henüz 15 yaşında bugünlerin hayalini kuran Leon Marchand’dan başkası değil. Marchand oldukça başarılı bir olimpiyat geçiren ülkesinin en başarılı ismi oldu desek herhalde yalan olmaz. Tam tamına 4 altın, 1 bronz ve 4 olimpiyat rekoruyla “yavaş”denilen Paris havuzundan ayrılırken, bu sporun büyük ustalarına, Phelps’lere, Thorpe’lara, Spitz’lere de adeta göz kırptı.

Noah Lyles

Evet, Paris oldukça görkemli bir olimpiyattı. Açılış töreni, tarihi mekanların kullanımı ve tüm yıldızlarıyla gerçekten parladı. Fakat tüm bunların yanında Paris için bir bakıma en doğru sözcük de sansasyoneldi. Seine Nehri ısrarı, açılış töreninden akılda kalan tartışmalı sahneler, Fas-Arjantin maçındaki terör gölgesi, olimpiyat köyü ve Noah Lyles. Lyles, tüm oyunlar boyunca en çok konuşulan isimlerden oldu. Onun marjinal tavırları belki de Bolt sonrası Atletizme yeni bir fenomen kazandırmış olabilir. Başarılardan konuşmak gerekirse Lyles önce tarihin en heyecan verici 100 metre yarışlarından birini burun farkıyla kazandı, ardından 200 metrede izleyenleri korkutsa da bronzun sahibi oldu.

Mijain Lopez

Olimpiyat tarihi birbirinden büyük fotoğraflarla dolu. Mijain Lopez’in ayakkabılarını minderin ortasına bırakıp aktif boks yaşantısını tamamladığı fotoğraf da en büyüklerden biri. Kübalı efsane kırdığı onlarca rekorun, madalyaların ardından son bir rekor için mindere çıktı. Aynı bireysel bir dalda 5 olimpiyat altın madalyası kazanan tek sporcu oldu ve ayakkabıları çıkardı. Efsanenin vedası da tüm kariyerine yaraşır bir şekilde oldu.

Novak Djokovic

Pek farekedilmese de kazandığı onlarca Grand Slam’e rağmen tenisin büyük üçlüsü içinde bir olimpiyat altını kazanamayan tek isim Novak Djokovic’ti. Tabi ki tenis özelinde Grand Slam’ler Olimpik başarıdan daha önemli olsa da GOAT tartışmasında Djokovic’in hanesindeki tek boşluk o altın madalyaydı. Kabul etmek lazım ki son 1 yıl Nole standartlarında pek de harika geçmedi. Belki sakatlıklar, belki de sadece yaşı buna el vermiyor. İleride ne olacağını da kendisinden başka kimse bilemez. Belki bu sezonu tamamlar ve ardından emekliliğini açıklayabilir. Belki 2028 Los Angeles’ı bile görebilir. Ancak son eksik parçayı almadan da hiçbir yere gitmeyeceğini göstermiş oldu. Kim bilir belki bu eksik parça altın madalya da değil bir takvim slamidir.

Kaynaklar:

Ebrar Topuz

Spor Yazarı

Yiğit Şen

Sports Editor