Çanakkale Geçilmez!

Çanakkale, bir toprak parçasından öte bir mücadelenin yeriydi.

Dünyanın en büyük ordularının, tüm imkanlarıyla geldiği bu şehir, bir vatan kalbinin çarptığı yerdi aslında.

Birçok cephede yenilgiye uğrayan Osmanlı, Çanakkale’de galip gelmişti. Binlerce yabancı düşman askeri Çanakkale’yi geçip İstanbul’a istediği vakitte ulaşamadı. Payitaht’a çevrilecek düşman namluları daha sonra yürüyerek İstanbul’a ulaşmış olsa da Çanakkale’den geçmek o kadar kolay olmadı.

Mehmetçik, büyük bir irade ve özveriyle savaş destanı yazdı. En güçlü orduların kıyılarına dayandığı Çanakkale’de Mehmetçiğin yüksek özverisi ve komutanların yüksek iradesiyle düşman püskürtüldü. Mehmet Akif’in şu dizeleriyle bu durumu bizlere en derinden hissettiriyor aslında.

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.

Çanakkale Zaferi’nin Türk Milleti için en önemli kazanımlarından birisi de şüphesiz Mustafa Kemal isimli bir Türk komutanıydı.

Anafartalar’da destan yazan Türk komutanı, Çanakkale’de ismini savaş alanında duyurmuş oldu.

“Ne mutlu milletimize, kendi bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı!”

Kaynaklar:


Batuhan Şimşek

Öğrenci Kulüpleri Yazarı