Japonya'da Ekonomik Sarsıntı: Resesyonun Gölgesindeki Ülke

2023'ün son çeyreğinde yıllık olarak %0,4 daralan Japonya ekonomisi, üçüncü çeyrekte ise %3,3 daralmıştı. Bu durum Japonya'nın resesyona girdiğinin teknik olarak kanıtı anlamına geliyor. Üst üste gelen bu daralmalarla birlikte dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olan Japonya, dördüncülüğe düştü; Almanya'nın yerini aldı.

Piyasanın son çeyrekteki %1,4'lük bir genişleme beklemesinin aksine, bu beklenenden çok daha düşük gerçekleşti. Bu düşük oranlı büyüme hem ev içi tüketimde hem de yatırım harcamalarından kaynaklanıyor. Çin'den gelen talebin gitgide azalması, tüketimdeki yavaşlama ve hatta Toyota'daki üretimin durması nedeniyle, bu çeyreğin de öncekiler gibi pek parlak geçmesi beklenmiyor. Bu durumda, Japonya Merkez Bankasının elindeki kozlardan biri olan gevşek para politikasına devam etmek, yapılan planları zorlayabilir.

Dünyanın negatif faiz uygulayan tek büyük para otoritesi olarak bilinen Japonya Merkez Bankası, bu veriler nedeniyle pozitif alana beklenenden daha geç dönebilir. Dai-ichi Life Araştırma Enstitüsünden kıdemli ekonomist Yoshiki Shinke, iç talebin temel güçlerinden biri olan tüketimdeki azalma ve yatırımlardaki zayıflamanın şaşırtıcı olduğunu belirtti ve ekonomi adına bir ateşleyici güç olmaması durumunda ekonominin ivmelenmesinin beklentiyi aşamayacağını vurguladı.

Yaşanan ekonomik daralmalardan nasibini alan tek ülke Japonya olmadı. 2023'ün son çeyreğinde İngiltere ekonomisi bir önceki çeyreğe göre %0,3 daraldı, bir önceki çeyrekte ise %0,1 küçülmüştü. Yıllık bazda ise ülke ekonomisi %0,2 daraldı. Ekonomistler, resesyonun kısa dönemde atlatılacağını düşünse de bu veriler, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın hanesine halk ve özellikle de muhalifler tarafından birer eksi olarak yazılıyor. Son kamuoyu anketlerine göre de iktidardaki Muhafazakâr Parti, İşçi Partisi'nin gerisinde görünüyor. MUFG Bank'tan kıdemli ekonomist Henry Cook'a göre, bu veriler hayal kırıklığı yaratsa da panik ortamını tetiklemek için ortada büyük bir neden yok. Cook'a göre, işsizlik hala tarihi anlamda düşük seviyelerde, tüketici güveni artış göstermiş durumda ve bir kriz ortamı söz konusu değil.

Kaynaklar:

Yiğit Eren Yılmaz

News Editor