Tersine Timsah Yürüyüşü

Sene 2008, sezona Samet Aybaba yönetiminde başlayan Bursaspor, kasım ayında alınan 4-3'lük Denizlispor mağlubiyetinin ardından teknik direktörlük görevine Ertuğrul Sağlam’ı getirdi. 9. sırada devraldığı takımı eski öğrencilerinden bir iki takviye daha yaparak 6. sıraya kadar taşıdı başarılı teknik adam. Asıl hikâye ise 2009/2010 sezonunda yazılacaktı.

Sağlam, Bursaspor öz kaynaklarından yetişmiş genç yetenekleri kadrosunda tutup üstüne 2 önemli yabancı oyuncu takviyesi ile eksik parçaları da tamamlamayı kafasına koydu. Bu iki oyuncudan ilki defans oyuncusu Tomáš Zápotočný, yeşil beyazlıların uzun süredir kanlı bıçaklı olduğu Beşiktaş’tan kiralanmıştı. Attığı goller ve verdiği katkının yanı sıra Beşiktaş’a attığı gol ile beraber çok sevildiği Bursaspor tribünlerinden “Kiralık Katil” lakabını da aldı.

İkinci transfer ise takımın o güne kadarki 47 yıllık mazisinin dönüm noktası kabul edilen Arjantinli efsane Pablo Martin Batalla. 1.70 boyundaki bu bücür adam, 09/10 sezonu boyunca attığı 6 gol ile takımına büyük destek verdi. 25 yaşında ilk defa ülkesi dışına çıkmasına rağmen performansı ve takımın simge isimlerinden biri haline gelmesi ile şehirde adeta Bursa’da doğup büyümüş bir yerel kahraman kadar benimsendi ve sevildi. Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’nde oynama, ertesi sezon lig üçüncülüğü, Avrupa Ligi elemeleri ve birçok başarı ile devam eden peri masalının da her şey gibi elbet bir sonu vardı. Ancak bu kadar trajik olmasını kimse beklemiyordu.

2012/13 sezonunun 32. haftasında oynanan ve 2-4 kazanılan Orduspor deplasmanı takımın avrupa iddiasını sürdürmesi açısından oldukça önemli bir 3 puan kattı Bursa’nın hanesine. Ardından kente dönüşte kalp krizi geçiren Başkan İbrahim Yazıcı’nın hastaneye kaldırıldıktan üç gün sonra gerçekleşen vefatı, başarılı bir spor adamını hayattan, Bursa’yı da başarılı günlerinden adeta kopardı. Bu haber Bursa camiası için sonun başlangıcıydı. 2007’den beri kulübün başında olan başkanın arkasından ise kimin başkan olacağı konuşulurken kulüp alt liglerdeyken de başkanlık yapmış olan Erkan Körüstan genel kurulda başkan seçildi. Önceki dönemine nazaran daha kötü bir süreç yöneten Körüstan, teknik direktörlüğe getirdiği Cristoph Daum ile Batalla’nın kavgası ardından Arjantinli efsaneyi Çin’e yolladı ve taraftarın tepkisini üzerine çekti. Şampiyon başkanın vefatı ardından Körüstan dönemiyle başlayan ve takımın sonunu getiren yanlışları bir yazıya sığdırmak elbette pek mümkün değil. Kısaca özet geçecek olursak kulüp efsanelerine saygısızlıktan maddi kaynakların yanlış kullanımına, transfer hatalarından yanlış hoca tercihlerine, kulüp taşınmazları üzerinde işlem yapmaya çalışmaktan yeni stat malzemelerine zarar vermeye kadar akıllara durgunluk veren birçok yanlışlar kulübün hem kasasına hem de itibarına bolca zarar verdi. Önü alınamayan hatalar ise Recep Bölükbaşı ve Ali Ay dönemlerinde de katlana katlana ilerledi. Kulübü kaçınılmaz sona götürecek hamle ise Ali Ay döneminde geldi. 2016-2018 yılları arasında sürdürdüğü başkanlık döneminde kulüp 2 sezonda da kümede kalma yarışı verdi. 7 sene önce şampiyon olan ve süreç içerisinde de başarılı bir görünüm çizen Bursaspor’un kümede kalma mücadelesi vermesi camia tarafından hoş karşılanmadı. Ancak 2018’de yapılan seçimde oyların bölünmesi ve farklı sebepler ile tekrar başkanlığa seçildi. Hemen takibindeki sezon takım TFF 1. Lig’e düşerek bayır aşağı gidişin fitilini ateşledi.

Şampiyonluk sezonunun 10. yılında TFF 1. Lig’de mücadele edecek olan Bursaspor’da yeni yönetim ve 18 adet yeni transferle sezonu hızlıca atlatıp Süper Lig’e dönme planları yapılıyordu. Ancak yönetim, geçmiş hatalardan ders almamış görüntüsüyle yapılan bazı hataları tekrar edince adeta inşa ettikleri tüm umutları kendi elleriyle yıktı. Aynı zamanda bu süreç taraftarın Bursaspor camiasında ne kadar etkili olduğunu da gösteriyordu. Başarılı bir süreç götüren teknik direktör Yalçın Koşukavak’ın oyun stilini beğenmeyen taraftar, Koşukavak ile yolların ayrılmasını istedi. Buna kulak veren yönetim mevcut hoca ile yolları ayırarak yerine İbrahim Üzülmez’i getirdi. İnişli çıkışlı bir grafik çizen takım, pandemi başlamadan ikinci sırasında olduğu ligi altıncı bitirerek play-off oynamaya hak kazandı. Play-off yarı finalinde ise Adana Demirspor’a 0-0’ın rövanşında 4-1 yenilerek Süper Lig’e dönme hayalini ertelemek zorunda kaldı.

Ertesi sezon hem geçen dönemin transferlerinin yarattığı yük hem de pandemi nedeniyle daralan gelirler sebebiyle transfer tahtası kapalı başlayan takım, altyapıdan genç oyuncuları ve genç teknik direktörü Mustafa Er ile sezona başladı. Covid testi pozitif çıkan oyuncular, gençlerin tecrübesizliği gibi etmenlere rağmen sezonu onuncu sırada tamamlayarak ligde kalabilme mucizesini göstermişlerdi. Bu mucizenin yarattığı etki ile sıradaki sezon öncesi üç başkan adayının yarıştığı büyük bir kongre düzenlendi. Seçilen ekip ekonomik olarak güçlüydü. Tahtayı açarak yaptıkları 20 transfer ile Süper Lig kadrosu kurduklarını ve takımın ertesi sene Süper Lig’de yarışacağını iddia ediyorlardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Yanlış hoca tercihleri, taraftar baskısı ve siyasi sıkıntılara dayanamayan mevcut yönetim sezon arasında istifa ederek yerini belediye başkanının işaret ettiği adaya bıraktı. Ancak sezon içinde yapılan yanlışlıklar sebebiyle takımın bir küme daha düşmesine engel olunamadı. Süper Lig kadrosu ve hedefi ile çıkılan yolda gerçekler TFF 2. Lig oldu.

TFF 2. Lig mücadelesine aynı yönetim ile başlayan Bursaspor, ilk sezonunda 3 hoca değişikliği ve 1 yönetim değişikliği ile sezonu küme düşme hattının 1 puan üzerinde on dördüncü sırada bitirdi. Sezon sonunda ise önceki sezonlarda kaptanlık yapan Özer Hurmacı’nın emeği çok büyüktü. Ancak yeni yönetim, yeni sezona Hurmacı ile başlamadı. Aynı zamanda takım önceki sezon oynanan bir maçta alınan ceza sebebiyle ilk iç saha maçlarından seyirci desteğinden de yoksundu. Çalkantılı ve sorunlu geçen sezonla beraber, tekrar tekrar yaşanan yönetimsel hatalar hoca değişiklikleri ve sezon ortası değişen yönetim durumları ile kaos içinde olan camia ligde tutunamadı ve TFF 3. Lig’e düştü.

Önümüzdeki sezon itibarıyla TFF 3. Lig’de oynayacak takım, yeni yapılan seçim ile tüm şehri birleştiren bir yönetim ekibine sahip oldu ve hâlâ ait olduğu yere, Anadolu’dan çıkmış bir şampiyon apoleti ile döneceği günlerin hayalini kuruyor.

Kaynaklar:

Utku Karayakalı

Spor Yazarı